Androloji Uzmanı Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı /Cinsel Tıp Uzmanı Selcen Bahadır bir yıldır süren koronavirüs pandemisinin vatandaşların cinsel yaşantısını nasıl etkilediğini masaya yatırdı.
Hürriyet’te yer alan Selin Irmak Kaçmaz ve Sedef Batı imzalı habere göre, işte 10 soruda pandeminin cinsel yaşantıya etkileri:
Selcen Bahadır: Romantik bir bakış açısı ile baktığımızda ev karantinası 'karantina balayı' olarak görülebilir. Fakat gerçek her zaman böyle olmuyor, çiftlerin birlikte geçirdiği uzun süreler birbirlerinden sıkılmasına neden olabiliyor.
Pandeminin varlığı bireylerde yoğun stres yarattı. Daha önce hiç olmadığı kadar bir arada olma, varsa çocuklarla uzun zaman geçirme, ekonomik kaygılar, evden çalışma koşullarına alışma gibi faktörler, bazı bireylerin özel alanlarını azalttı. Bu nedenle pandemi stresi ve değişen hayat koşulları cinsel istekte azalmaya yol açtı. Başka bireyler ise ilişkilerini yeniden keşfetti, partneri ile arasında yeni duygusal bağlar kurdu ve cinselliği bu yoğun stresi yönetme şekli olarak kullandı.
Ege Can Şerefoğlu: Covid-19'un herhangi bir belirti vermediği kuluçka döneminin 2 hafta kadar sürebilmesi, cinsel ilişki sırasında bulaşabileceği endişelerine yol açar. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, pandemi sırasında hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel ilişki sıklığının azaldığı saptanmıştır. Yine ülkemizdeki sağlık çalışanları ile yapılmış bir ankette, katılımcıların haftalık cinsel ilişki sayılarının ortalama 2,53’ten 1,32’ye gerilediği ve cinsel ilişki sürelerinin belirgin şekilde kısaldığı saptanmıştır. Ancak tam tersi, karantina ve seyahat kısıtlamalarının, çiftlerin birlikte daha fazla zaman geçirmesine yol açabileceği ve bu durumun cinsel ilişki sıklığının artmasına neden olduğunu belirten yayınlar da mevcuttur. Özellikle İngiltere’de yapılan bir çalışmada, karantina süresinin uzaması ile çiftlerin cinsel ilişki sıklığında artış gözlenmiştir.
Selcen Bahadır: Aynı evi paylaşmayan çiftler izolasyon kuralları çerçevesinde yeni bir cinsel rutini sağlamak zorunda kaldılar. İş koşulları değişen, evden çalışmak zorunda kalan, gerekli ihtiyaçlar dışında dışarıya çıkamayan bireylerin bir araya gelmesi zorlaştı. Koronavirüs cinsel yolla bulaşan bir virüs olmamasına rağmen öpüşme ve cinsel birleşmenin getirdiği yakınlık esnasında karşı tarafa bulaşabilir. Semptom göstermeyen vakaların varlığı ve çiftlerden birinin virüs taşıma ihtimali her zaman bilinemediğinden her türlü cinsel aktivite risk teşkil etmektedir. Bu durumda cinselliğin keşfi için dijital aktiviteler öne çıkmaktadır.
Selcen Bahadır- Ege Can Şerefoğlu: Farklı ülkelerden güncel çalışmaların sonuçları, kadınların cinsel işlevlerinde daha çok etkilenme görüldüğünü ortaya koyuyor. İtalyan örnekleminde araştırmacılar kadın cinselliğinin her boyutunun (heyecan, istek, uyarılma, orgazm, doyum gibi) negatif etkilendiğini göstermiş, bunun kaygı, stres, gizliliğin azalması gibi sorunlar neticesinde olduğu sonucuna ulaşmışlar. Diğer çalışmalarda da kadınlarda karantina öncesi döneme göre yüzde 39-53,3 oranında cinsel doyumda ve cinsel yaşam kalitesinde azalma tespit etmişlerdir. Öte yandan Türkiye'de yapılan bir çalışma (Yüksel & Ozgor, 2020) pandemi döneminde kadınların cinsel istek ve cinsel birleşme sıklığında artış bulurken, kaliteli cinsel yaşam seviyesinin ve uyarılma, orgazm, doyum gibi cinsel yanıtların azaldığını göstermiştir.
Ege Can Şerefoğlu: Stres en önemli cinsel isteksizlik nedenlerinden biridir. Çiftlerin birbirlerine virüsü bulaştırma endişesi başlı başına bir stres kaynağıdır. Ülkemizdeki sağlık çalışanlarının yüzde 80’i, koronavirüsü partnerlerine bulaştırmaktan endişe duyduklarını belirtmiştir. Covid-19 döneminde güvenli bir cinsel ilişki için tek eşlilik tercih edilmeli, ilişki öncesi ve sonrası banyo yapılmalı ve prezervatif kullanılmasına özen gösterilmelidir. Partnerinizde öksürük, ateş, göğüs ağrısı, koku-tat kaybı gibi Covid-19 semptomları bulunması durumunda cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır.
Ege Can Şerefoğlu: Sağlıklı bir cinsel ilişki için sağlıklı bir fiziksel ve ruhsal durum gerekir. Hareketsiz yaşam ile, özellikle erkeklerde, cinsel ilişkide zorlanma, cinsel isteksizlik gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ülkemizde sağlık çalışanları ile yapılan çalışmanın sonuçlarında Covid-19 döneminde alkol kullanan katılımcıların yaklaşık 3 kat daha fazla cinsel fonksiyon bozukluğu ile karşı karşıya geldiği bulunmuştur. Bu nedenle sigara ve alkol gibi zararlı maddelerin stres nedeniyle daha fazla kullanılması, cinsel fonksiyonları olumsuz yönde etkileyecektir.
Selcen Bahadır: Bu dönemde karşımıza en çok kadın cinsel isteksizliği çıkıyor. Cinsel istek duymakla ilgili sorun yaşayan kadınlarda cinsel döngü sağlıklı yaşanamaz, kadın uyarılma sorunları da görülebilir. Yine döngünün sağlıksız yaşanması ile orgazm bozuklukları da oluşmakta, kadın cinselliği tümüyle etkilenmektedir. Kişisel gözlemime göre evde geçirilen zamanın artması bu grup danışanın daha fazla başvuru yapmasına da sebep oldu. Özetle pandemi döneminde kadın cinsel işlev bozuklukları arttı ve çiftlerin birlikte geçirdiği zamanın artması nedeniyle cinsel işlevlerde tutarsızlık daha da çarpıcı hale geldi.
Ege Can Şerefoğlu: Covid-19 hastalığını geçiren erkeklerde yapılan çalışmalar, bu virüsün testise de sıçrayabileceği ve hastalığın testis fonksiyonlarını bozabileceğini göstermiştir.
Ege Can Şerefoğlu: Canlıların cinsel birleşme güdüsüyle salgıladıkları kokuya feromon adı verilir. Her ne kadar insanlarda, hayvanlardaki kadar etkili olmasa da bu feromonlar özellikle cinsel dürtüleri tetikler. Ergenlik sonrası ortaya çıkan bu kokular eş seçiminde etkilidir. Gribal enfeksiyon nedeniyle burnumuz tıkalı iken cinsel birleşmeden zevk alamayışımızın nedeni de bu kokuların etkisinden mahrum kalmamızdır. Covid-19 hastalığında görülen en sık semptomlardan biri olan koku kaybı da cinsel birliktelikten alınan zevki azaltacaktır.
Selcen Bahadır: Önümüzdeki aylarda özellikle gelişmekte olan ülkelerde doğurganlık oranlarında artış beklenmektedir. Artışın belirlenebilmesi için istatiksel çalışmalar yapılmaktadır. Sokağa çıkma yasakları ve hastanelere başvurma korkusu bireylerde doğum kontrol yöntemlerine ulaşımı azaltabilmektedir. Bu durum istenmeyen gebeliklerde de artış olabileceği anlamını taşımaktadır. Yeni açıklanan verilere göre 47 milyon kadın modern korunma yöntemlerine ulaşamamıştır ve karantina önlemleri nedeniyle 116 milyon istenmeyen gebelik söz konusudur. Türkiye örnekleminde ise evliliklerde cinsel ilişki sıklığında artma tespit edilmiş olup, gebelik isteğinde yüzde 32,7'den yüzde 5,1’e azalma gözlenmiştir.