Toprak, "ABD’de katıldığı televizyon röportajında kendisine yöneltilen 100 bin kişinin Cumhurbaşkanına hakaretten yargılandığı, hepsine dava açıldığı sorusuna ‘Böyle bir şey yok, siz buna inanıyor musunuz?’ yanıtını veren CB Erdoğan’ı kendi kabinesinin Adalet istatistikleri yalanlıyor. Adalet İstatistikleri 2014 yılından bugüne; CB Erdoğan’a hakaret davalarının 160 bini aştığı, 20 bininin mahkumiyetle sonuçlandığını gösteriyor" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, açıklamasına şöyle devam etti:
Seçimlerin normal zamanında yapılması halinde bile önümüzde sadece 15 aylık bir süre varken, iktidar ittifakının yeni bir toplumsal kavga ve yarılma peşinde olduğunu sergileyen stratejisi netleşti. 200 bin kişi olarak açıklanan iktidarın sosyal medya elemanları; gündeme sürülecek malzemeyi tek merkezden düğmeye basılmasıyla kampanya haline dönüştürüp, baskı atmosferini yaymakla görevlendirilmiş görünüyor.
DİL KOPARTMA MESAJININ İÇİNE YERLEŞTİRİLDİĞİ İNANÇ KILIFI GERÇEKTE SİMGESELDİR.
Şarkıları, sanatı, eserleriyle 47 yıldan bu yana topluma mal olmuş, toplumun sevgi ve saygısını kazanmış bir sanatçının dilinin koparılmasıyla tehdit edilerek hedef gösterilmesi mesajı kadar, bu tehdidin dile getirildiği mekân üzerinden de topluma sembolik bir algı gönderilmektedir. Dil kesme ya da kopartma mesajının içine yerleştirildiği inanç kılıfı gerçekte simgeseldir. Bir tarafta oldukça tehlikeli sonuçları olabilecek bir tahrikin dillendirilmesi yanında diğer tarafta yaşamsal sıkıntılar, çaresizlikler içindeki kitlelere de susmaları, dillerini kesip oturmaları dikte edilmektedir.
BU SÖZLERİN BİR İBADETHANEDE DİLE GETİRİLMESİNİN VEBALİ İKTİDARIN OMUZLARINDADIR
Afganistan’da Taliban yönetimi kadınlara yalnız sokağa çıkmayı, okula gitmeyi, çalışmayı yasaklamanın yanı sıra sanatı, müziği, şarkı çalmayı ve söylemeyi de yasakladı. İlk icraatlarından birisi konservatuvardaki tüm müzik aletlerinin, enstrümanların tahrip edilmesi oldu. Kısa süre önce de Taliban milisleri tarafından yakalanan bir müzisyenin halkın önünde dövülüp, müzik aletinin de yakılmasını gösteren video tüm dünyaya yayınlandı. Dolayısıyla halka mal olmuş bir sanatçının, şarkıcının, yazdığı şarkı sözleri nedeniyle gerekirse dilinin kesileceğinin söylenmesi ve bu sözlerin bir ibadethanede dile getirilmesinin vahim sonuçları ve vebali iktidarın omuzlarındadır.
Cumhurbaşkanının ifadeleri sonrası tüm iktidar sözcülerinin, bakanların bu işaret fişeğiyle harekete geçip hedef büyüterek muhalefet liderlerine de hakaret ve tehditlerde bulunması planlı bir stratejidir. Yürütülen kampanyanın sonucunda savcının harekete geçmesi ve olayın yargıya intikal etmesine karşılık İçişleri Bakanının da yaptığı paylaşımlarla hedef kişinin adalete hesap vereceğini, cezasız kalmayacağını dile getirmesidir. Bu paylaşım, yargıya siyasi talimattır!
ERDOĞAN’A HAKARET DAVALARININ 20 BİNİ MAHKUMİYETLE SONUÇLANDI
ABD’de katıldığı televizyon röportajında kendisine yöneltilen 100 bin kişinin Cumhurbaşkanına hakaretten yargılandığı, hepsine dava açıldığı sorusuna ‘Böyle bir şey yok, siz buna inanıyor musunuz?’ yanıtını veren CB Erdoğan’ı kendi kabinesinin Adalet istatistikleri yalanlıyor. Adalet İstatistikleri 2014 yılından bugüne; CB Erdoğan’a hakaret davalarının 160 bini aştığı, 20 bininin mahkumiyetle sonuçlandığını gösteriyor.
Önceliğimiz; iktidar ittifakının kavga-hakaret-tehdit söylemlerine yanıt yetiştirmeksizin, üzeri örtülmek istenen ağır toplumsal sorunları, ekonomik sıkıntıları, liyakatsiz yönetimi ortaya koyup gündemin ilk sırasına taşımaktır. Toplum, 20 yıldır bu dilden ve söylemden yoruldu. Umutları güçlendirecek, kaygıları giderecek, insanlarımızı birbirine kenetleyecek bir siyasi ve insani dili ülke gündeminde egemen kılmak; toplumun yakıcı sorunlarına karşın çare çözüm önerilerimizi duyurmak, daha elzem hale geldi!