Yirmili yaşlardaki gençler için belkide üzerinde konuşulması gereken bir konu bile değildir. Oysaki, ülkemizin kırılma noktalarının ilk onunun içinde 12 Mart Darbesi yer alır. Darbeye kadar sıralarsak: Dersim katliamı, Köy Enstitülerinin kapanması, 6 ve 7 Eylül 1995'de azınlıklara yönelik yapılanlar, 1952'de Natoya üye olma, 1960 darbesi, Menderes ve Arkadaşlarının asılması gibi yaşanmışlıklar önemli kırılma noktalarıydı.
Demokrasiye giden yollar her aşamada günümüze kadar, bir bir kapatılmış ve kapatılmaya devam ediyor. Bir ülke düşünelim, 1971 darbesiyle en eğitimli gençlerine kıyıldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan asıldı. Mahir Cayan ve 9 Arkadaşı öldürüldü. Ve daha onlarcası.....
Daha beterilerini 12 Eylül'e giden süreçte yaşadık. Yaklaşık 5000 gencimiz yok edildi. 12 Eylül ile birlikte 600.000 insanımız gözaltına alındı. 50 genç asıldı. Yüzbinler işkenceden geçti.
Darbeler ülkemizde derin yaralar açmıştır. Özellikle 12 Eylül darbesi, 28 Şubat ve 1 Nisan post modern darbeleri ve 15 Temmuz darbe girişimi. Olağan yaşamı olan bir ülke hiç olmadık. Nispi demokrasinin yaşandığı dönemlerde bile, kitle katliamları yaşadık. Maraş,
1 Mayıs, Çorum, Sivas, Ankara Gar, Suruç, Başbağlar katliamları gibi.
Demokratlara, Yurtseverlere, Liberallere, Solculara düşen temel görev şiddet kimden gelirse gelsin karşı çıkmak ve lanetlemektir.
DURSUN BULUT
İhbar Hattı
0850 302 71 73
