2000'lerde Bülent Ecevit'in başbakanlığında koalisyon hükümeti vardı. Beğenmediğimiz birçok yanı vardı. Ancak bugünden kötü ve karanlık değildi. Birdenbire bugünkü iktidarın tellalı, çıktı dediki: Bu hükümetin görevi bitti. Erken seçim istiyorum. Aslında Beyefendinin bu fikri direkt kendisinin görüşü değildi. Bu görüş, ABD'ye aitti. Çünkü: Ecevit'in, Irak isgaline izin vermiyeceğini, ABD biliyordu.
Ecevit hükümeti düşürüldü ve erken seçimde Ecevit yerle bir edildi. Bilindiği gibi, Erdoğan dönemleri başladı. Tüm "liberaller", "yetmez evetçiler" AKP ile kenetlendi bize demokrasi dersleri vermeye başladılar. O günlerde bu anlayıştakilerle fikirsel catışmalarımız çok olmuştu. Yapmayın, etmeyin her şeyi dine bağlayanlardan, dini siyasete alet edenlerden, demokrasi çıkmaz. Nuh demişlerdi, peygamber dememişlerdi.
O yıllar ülkemiz için bolluk dönemleriydi. İçinden biraz vatan sevgisi olan her hangi bir iktidar olsaydı, Türkiye çağ atlamıştı. Yoksulluk büyük ölçüde gerilemişti. Sanayi ve teknoloji ülkesi olmuştuk. Çünkü; uluslararası sermaye oluk gibi akıyordu. Türkiye bu sermaye akışının ana kavşağıydı, terminaliydi.
Akan sermaye hizmet ve finans sektörüne yönlendirildi. Tüm bankalar yabancılara satıldı. Borsa yabancı yatırımcılara peşkeş çekildi. Yetmedi devletin elindeki tüm yatırım araçları SEKA, Şeker Fabrikaları, Çimento Fabrikaları gibi yerler yok pahasına yandaşlara peşkeş çekildi. Kent rantları, Havaalanı, Köprü, Otoyol rantları yine bir avuç yandaşa akıtıldı.
Sonra bakıldı elde, avuçta bir şey yok. Şimdi kriz, yoksulluk, kemer sıkma dönemi başlatıldı. Muhalefetimiz ise boş tencerenin iktidarı yeneceği tezini savunuyordu. Eh... birazda sağcılaşırsak iktidarın işi tamamdı. Tabii ki, bu anlayışın sonu hüsrandı. Bu kafalar yeni iktidar çıkaramaz. Olan millete olacak.
Tüm yoksul kesimler bilsinki, önümüzdeki yıllarda daha yoksullaşacaklar. Vergiler, zamlar yağmur gibi yağacak. Oturacak ev bulamayacaklar. Özel okullara çocuklarını gönderen orta kesimler bu hayallerinden vazgeçecek. Tatil yapma hayal olacak. Araba, ev alma lüks bir yaşam olacak. İyi mağazalarda alışveriş yapma, marketlerde sepetleri tıka basa doldurma artık hayaldır. Sokak pazarları bile pahalı gelecek.
Ekonomide durum ahvalimiz bu. Peki siyasette nedir? Daha baskıcı dönem. Gıkını çıkaran hapiste olacak. Muhalefet, değişime, yenilenmeye karşı. Özeleştiri yapmıyor. Sanki çok başarılıymış gibi afili pozlarda. Peki muhalefete muhalefet ne alemde? Onlarda ben geleyim hayalinde. Diğer muhalefette şoktan henüz çıkamadı.
Düzenin ve muhalefetin tıkandığı bir dönemde CHP kongreler yapıyor. Müthiş bir koltuk çekişmesi var. Bu çekişmeyi yaratanların umrunda parti yok, partiyi nasıl iktidar yapacağız yok. Ama bir umudum var. Tabanda bir hareket gelişiyor. Bu hareket hem genç hem de parti çıkarlarına odaklı. Umudu yeniden yeşertecekler!
Ben Kemerburgaz'da oturuyorum. Mahallemin adı, Mimarsinan. İki liste yarışıyor. Gençler; bizleri eski partililer diye ziyaret ettiler. Mahallemizde duayen başka bir partilimizde var. Meclis üyeliği yapmış mimar bir arkadaş. Adı: Şamil Bedir. Gençler ikimizi de yanlarında görmek istediklerini ifade ettiler. İkimizin cevabı da; "Gençler; sizin bu kadir şinas teklifinize çok teşekkür ediyoruz. Ancak ikimiz de çok delegelik yaptık. Görev sizin. Yapın listenizi, kucaklayın mahallemizi ve sakın kırıcı olmayın, partimizin sizlere ihtiyacı var ve desteğimiz sizinle" dedik.
Gençler yaptılar listelerini. Adı: Yeşil Liste. Biliyormusunuz! Yaş ortalaması 32. Türkiye'de bir ilk olacak, yaş ortalaması 32 ile...kolay gelsin gençler! Biz sizin omuzdaşlarınızız. Yolunuz açık olsun! CHP'nin demokrasi şöleninde olacağız. Başarılar diliyorum!
DURSUN BULUT
İhbar Hattı
0850 302 71 73
