Dün dertlerimizin bir kısmını yazmıştım. Bugün bizi iyice geri iten bazı gelişmeleri yazdıktan sonra, bazı soruları soracağım.
Bu sorulara sizlerde katılabilirsiniz.
27'inci dönem parlementoda 8 milletvekili İmar Barışı adı altındaki felakete imza atmışlardı. Uyardığımızda denildiki: Torba yasada geçmesi gereken maddelerden birkaçı halkın lehine, mecburen oy verdik. İmar Aflarının nasıl bir felaket getirdiğini son depremde gördük. Hâlâ aynı fikirdemisiniz? Şimdi deprem bölgelerinde zeytinlikleri yağmaya açacaklar. Bu yağma da torba yasa ile gelecek. Yine oy verilecek mi? Torba yasa uygulamalarına nasıl bir demokratik tepki geliştirecek CHP ve muhalefet?
Daha yeni bütçe komisyonunda CHP Adıyaman milletvekili MTV'lerin artırılmasına kabul oyu kullanmış. Grup başkanı ve vekiller bu arkadaşımıza sordular mı, neden kabul oyu kullanmış? Sonra aynı vekil zamlara karşı sosyal medyada hayli iddialı şeyler yazmış. Arkadaşımız perhizde ise bu turşu niye?
69 Vekilimiz oylamalara katılmamış. Allah aşkına, meclisteki oylamaya katılmak, tepki vermek, konuşmak, ret oyu vermek göreviniz değil mi? Konforunuz mu bozuluyor? Yoksa Ceylan derili koltuklardan mı korkuyorsunuz? Oylamaya katılma, demokratik tepki aklına gelmesin, bu halk bize nasıl güvenecek?
KÖİ projeleri sizlerinde dillendirdiği gibi talan projeleri. Hesapları bilinmiyor. Sayıştay denetlemiyor. Yasama işlem yapamıyor. Bir rivayete göre ödenen paralarla örneğin: Osmangazi köprüsünün maliyeti ödenmiş ama daha 2035'e kadar ödeme yapılacakmış. Dünya'nın en pahalı köprüsüne yeniden zamlar yapıldı. Sahi ellerinize "Zamlara Hayır, KÖİ'ye Hayır" yazılı pankartlar alıp mahalinde protesto etmeyi hiç aklınıza getirmiyormusu nuz?
İğneden ipliğe zamlar yağmur gibi. Sosyal medyada yazın, eyvallah! Bu zamların ana kaynağı gaz ve petrol. Hani, 10 sene ihtiyacımıza cevap veren gaz, çok verimli petrol bulmuştuk. Ne oldu gerimi kaçtı bu yer altı zenginliklerimiz? Siz vekillerimiz, Gabar'a, Sakarya'ya gidip yetkililerden bunun doğruluğunu sormayacak mısınız?
Zam yapan Cumhurbaşkanı ve bakanlar. Bir siyah çelenkle ziyaret etmeyi düşünmüyor musunuz?
Can Atalay'ı genel başkanımız ziyaret ettikten sonra, inadına yargıtay kararı geldi. Genel başkanımızın prestijini kurtarmayacak mısınız?
Kongreler bir sorumluluk ama nefeslerimizi kesen bir sorumluluk olmamalı. Sizi temin ederim mahalleler eski hamam eski tas. Kazanacaksınız! Ama demokrasi kaybediyor, unutmayın. Üye moralsiz, halk moralsiz. Farzedin ki, a ya da b listesi kazandı.Yollar taşlarla dolu.Taşları nasıl temizleyeceğinizi açıklayın belki yanınızda dururuz. Örgütler; Belediyeciler, G.Merkezciler, maviciler, yeşilciler, beyazcılar, pembeciler diye vuruşuyor. O kadar zorladık ki, mahallelerde nispi temsili uygulayın. Herkes gücü kadar temsilciyle temsil edilsin. Duymadınız bile. Bir fazla oyla silme kazanma bugüne kadar ne kattı ki partiye, bundan sonra da ne katsın? Umarım bu kez arabayı devirmezsiniz?
Bir sözüm de Sol diye nefes tüketenlere. Sol risk almaktır. Kendisi olmaktır. İflas eden politikalara tavır koymaktır. Alternatif geliştirmektir. Ehvenişeri reddetmektir. Parti içi demokrasiyi değerlerinden ve ilkelerinden koparmadan savunmaktır. İlke ve değerlerin arasına ama, fakat, lakin bağlaçlarını koymamaktır. Genç, kadın deyince tavizsiz savunmaktır. Kısacası; yeni bir yol, yeni bir alternatif, yeni bir ufuk açmaktır. Doğruların, zaman alsada er geç ortaya çıkma gibi huyları vardır.
Hepimize kolay gelsin!
DURSUN BULUT
İhbar Hattı
0850 302 71 73
