30 yıl önce 107 aydın, sanatçı, düşünür ve siyasetçi tarafından kurulan Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) bu sene 30’uncu yılını kutluyor.
Kurulduğu ilk günden bu yana sosyal adaleti, fırsat eşitliğini ve adil gelir dağılımını savunan SODEV, 30’uncu yılına özel düzenlediği ‘Sosyal Demokrasi ve Türkiye’ başlıklı panel serisine dün Ankara’da devam etti.
Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “Türkiye’de Ekonomik Kriz ve Adalet Arayışı: Zenginleşen Azınlık, Yoksullaşan Çoğunluk” başlığı altında düzenlenen panelde ‘sosyal adaletsizlik’ ve ‘bölüşüm krizi’ derinlemesine incelendi.
SODEV AR-GE Koordinatörü ve Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Okan Tuncel’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelin açılış konuşmasını SODEV Genel Başkanı Rasim Şişman yaptı. 30 yılı geride bırakırken, sosyal demokrasinin savunucusu olma misyonunu sürdürmenin kendileri için çok büyük bir onur olduğunu belirten Şişman, şöyle konuştu:
“SODEV olarak iki temel amacımız var: birincisi, sosyal demokrasiyi toplumumuzda yaygınlaştırmak ve kurumsallaştırmak; ikincisi ise, toplumsal muhalefete güç vermek. Bu doğrultuda, yıllar içerisinde yüzlerce eğitim, panel, konferans ve atölye çalışması düzenledik; sosyal adalet ve eşitlik mücadelesinin her zaman ön saflarında yer aldık. Bugün de SODEV olarak düzenlediğimiz çok değerli etkinliklerden birinde hep birlikteyiz. Öncelikle, panelimizin alanında en saygın konuşmacılarına; bizleri Çankaya’da ağırlayan çok değerli Çankaya Belediye Başkanımıza; etkinliğin planlamasında emeği geçen ekip arkadaşlarıma ve bu paneli anlamlı kılan siz değerli konuklarımıza çok teşekkür ederim. 30. Yılında Sosyal Demokrasi ve Türkiye başlıklı panel serimize Kars’tan başlamıştık. Her bir panelde ülkemizin farklı coğrafyalarındaki yurttaşlarımızı en önemli politik sorunlarımıza ilişkin bir gündem etrafında, konunun uzmanlarıyla buluşturuyoruz ve bu buluşmalara devam edeceğiz.”
‘Türkiye, yalnızca bir ekonomik kriz yaşamıyor; bir bölüşüm krizi yaşıyor’
“Türkiye’de Ekonomik Kriz ve Adalet Arayışı: Zenginleşen Azınlık, Yoksullaşan Çoğunluk” başlığının sosyal adaletsizliği en derin haliyle yansıtan bir olguya işaret ettiğinin altını çizen Şişman, şunları kaydetti: “Türkiye, uzun yıllardır ekonomik büyüme adı altında sermaye sahiplerini zenginleştiren, ancak toplumun geniş kesimlerini yoksulluğa iten bir politika silsilesine tanıklık ediyor. SODEV olarak 30 yıldır, sosyal adalet mücadelesinin tam da bu adaletsizliğin karşısında durması gerektiğini savunuyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, bu mücadelenin daha da önem kazandığı bir dönemle karşı karşıyayız. Türkiye, yalnızca bir ekonomik kriz yaşamıyor; bir bölüşüm krizi yaşıyor. Bu kriz, gelir adaletsizliğinin her geçen gün daha da derinleşmesiyle kendini gösteriyor. İktidarın ekonomi yönetimindeki tercihleri sebebiyle sosyal devlet anlayışı yok ediliyor ve toplum bölüşümden pay alamadığı için derin yoksulluğa itiliyor. Dolaylı vergi oranlarının artışı, toplumun en dezavantajlı kesimlerini daha da zor durumda bırakıyor. Zenginler için yeni imtiyazlar yaratılırken, geniş halk kesimleri temel ihtiyaçlarına bile ulaşmakta zorluk çekiyor.”
‘Yoksulluk artık nesiller arası miras haline geldi’
Bugün Türkiye’de kayıt dışı çalışanların oranı ve asgari ücretle geçinmeye çalışanların sayısının çok ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Şişman, şöyle devam etti:
“Toplumun büyük kesiminin gelirleri enflasyon karşısında eriyor, yurttaşların satın alma güçleri her geçen gün erozyona uğruyor. Dolayısıyla, aslında burada yalnızca bir ekonomik sorundan bahsetmiyoruz. Aynı zamanda derin bir sosyal adalet sorununu konuşuyoruz. Yoksulluk artık bireylerin tekil bir sorunu olmaktan çıkmış; sistematik, nesiller arası bir miras haline gelmiştir. Geleneksel olarak dezavantajlı gruplar arasında sayılan kadınlar, çocuklar, gençler ve emeklilerin yanında artık çalışan yoksulluğunu da konuşmak zorunda kalmamız bu döneme ilişkin bir gelişmedir.
Değerli dostlar, sosyal demokrasinin özü toplumsal adalettir. Eşitlik, sadece hukuki bir ilke değil hayatın her alanında hissedilmesi gereken bir gerçeklik olmalıdır. Vergi politikalarından gelir dağılımına kadar her alanda adaletin yeniden tesis edilmesi şarttır. Bu adaletsiz yapıyı değiştirmek sadece ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Sosyal demokrasinin amacı, toplumun en geniş kesimlerinin refahını sağlamaktır. Gerçek refah, yalnızca büyüme rakamlarıyla ölçülemez; bu, gelir dağılımında adaleti sağlamaktan, fırsat eşitliğini güçlendirmekten ve sosyal devletin temel ilkelerini hayata geçirmekten geçer.
Bizler, SODEV olarak bu mücadelenin ön saflarında yer almaya kararlıyız. Çünkü, bu adaletsiz yapının sürdürülebilir olmadığını biliyoruz. SODEV olarak, toplumsal refahın yeniden inşa edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü, toplumsal eşitsizlikleri gidermeden, gelir dağılımında adaleti sağlamadan gerçek bir refah sağlamak mümkün değildir. Ve bizler, bu mücadelede kararlı bir şekilde ilerlemeye devam edeceğiz. Birlikte, daha adil ve eşitlikçi bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden ise hiç şüphem yoktur.”
Panel, SODEV üyesi ve CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Kadir Has Üniversitesi Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın konuşmalarıyla devam eden panelde toplumumuzun ekonomik sorunlarına çözümler geliştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.