CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yerine kayyum atanmasının ardından yapılan ve engellenmek istenen Olağanüstü İstanbul İl Kongresi’ndeki konuşmasında, “İstanbul delegelerimizin tamamına yakını 3 gün içinde imzaları toplayarak bu kongreyi topladılar ve kayyum kararını bugün ortadan kaldırdılar. Halkın partisini, baba ocağını savunan herkese yürekten teşekkür ederim. Amaçlarını biliyoruz. Bize bir çerçeve çizmek istiyorlar. CHP, yüzde 20’lerin partisi olsun istiyorlar. İktidar yürüyüşümüzü durdurmak istiyorlar. Biz o çerçeveyi kabul etmedik” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in "tedbiren" görevden alınarak yerine Gürsel Tekin’in 2 Eylül’de mahkeme kararıyla kayyum olarak atanmasının ardından olağanüstü kongre kararı alınmıştı. Olağanüstü kongrenin başlamasına kısa bir süre kala İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul Valiliği’ne ve Sarıyer 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na gönderdiği ara kararda kongrenin durdurulmasını istedi. Durdurma kararı olağanüstü toplanan YSK kararıyla ortadan kalkarken sabah saatlerinde Beşiktaş’taki Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde başlayan kongre devam etti. Sahneye yaşamını yitiren Altan Öymen ile tutuklular Ekrem İmamoğlu, Aykut Erdoğdu, Baki Aydöner, Hasan Mutlu, İnan Güney, Özgür Kabadayı, Hasan Akgün, Utku Caner Çaykara, Hakan Bahçetepe, Mehmet Murat Çalık, Resul Emrah Şahan, Alaattin Köseler, Ahmet Özer ile Rıza Akpolat’ın resimlerinin yer aldığı şövaleler bırakıldı. Ayrıca salona “İmamoğlu’na özgürlük” yazısının ve hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in resminin yer aldığı pankartlar asıldı.
“Partimizi darbe girişimiyle durdurmaya çalışan azınlık iktidarı var”
Açılış konuşmasını CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın yaptı. Kongrenin Divan Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek oldu. Yapılan konuşmaların ardından son konuşmayı, kongrede tek aday olan Özgür Çelik yaptı. Cezaevindeki tutuklu CHP’lilere selam gönderen Çelik, özetle şunları söyledi:
“CHP, bu toprakların şanlı tarihinin mimarıdır. Parti tarihimiz, mücadele tarihidir. Bizim tarihimiz, olağanüstü koşullarda olağanüstü direnişleri örgütleme tarihidir. CHP, Milli Mücadele koşullarında doğdu. Savaş meydanlarında kurulan partimiz bizlere cumhuriyeti ve çok partili demokrasiyi armağan etti. Bizlere cumhuriyeti ve demokrasiyi armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını saygıyla ve şükranla anıyorum. Bugün Gazinin emaneti Cumhuriyet Halk Partimiz 102 yaşında. 102 yıldır türlü zorluklara rağmen CHP dimdik ayakta. 102 yıl boyunca genel başkanlarımıza suikastlar düzenlendi. Partimizin mal varlıklarına el konuldu. 12 Eylül darbesi partimizi kapattı. Genel başkanımız cezaevine gönderildi. Bugün partimizi darbe girişimiyle durdurmaya çalışan azınlık iktidarı var.
“Tüm genel başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum”
Eğer bu bayrak tüm engellemelere, tüm saldırılara rağmen bu şekilde dalgalanabiliyorsa bunu öncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, parti içi demokrasiyi yaşatmaya ve siz değerli örgütümüze borçluyuz. Kendisi de bu güzel ilçemizin üyesi olan, son gününe kadar omuz omuza bizimle olan, hepimize örnek olan yakın zamanda kaybettiğimiz Genel Başkanımız Altan Öymen’i ve sonsuzluğa uğurladığımız tüm genel başkanlarımızı minnetle anıyorum. Geçmişten bugüne partimizde görev yapan tüm genel başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Yine yakın zamanda yitirdiğimiz birlikte kısa bir dönem il başkanlığı görevi yürüttüğüm, güler yüzlü abimiz, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek’i saygı ve özlemle anıyorum. Elbette yarınımız güzel olsun diye bugün ağır bedeller ödeyenler var. Silivri’de, Buca’da, Çorlu’da, Afyon’da Kandıra’da zindanlarda direnen yol arkadaşlarımız var.
“Olağan kongremizde 2 yıllık çalışmalarımızı bir bir anlatacağız”
Bugün burada olağanüstü kongremiz için toplandık. Kongrelerde il yönetimleri görev sürelerindeki faaliyetlerini ve gelecek vizyonlarını anlatırlar. Ekim ayı içerisinde olağan kongremizi gerçekleştireceğiz. Olağan kongremizde 2 yıllık çalışmalarımızı bir bir anlatacağız. Bugün burada seçildiğimiz günden bugüne kadar en büyük başarımızı söyleyeceğim. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile İstanbul’u yeniden kazandık. Belediye sayımızı iki katına çıkarttık. Genel Başkanımız Özgür Özel’in öncülüğünde Türkiye’nin birinci partisi olduk. İşte o gün, 31 Mart günü İstanbul’un muhalefet partisi, Türkiye’nin azınlık iktidarı ‘eyvah’ dedi, ‘CHP, Türkiye’nin birinci partisi oldu. Şimdi yerel yönetimler eliyle toplumla olan bağını güçlendirecek ve ilk seçimde iktidar olacak’ dediler. O gün bir karar verdiler. Tasarruf tedbirleri genelgesi, finansman baskısı ve 1 yıl önce Esenyurt’la başlayan yargı kıskacı… Baktılar CHP durmuyor. CHP’li belediyeler kreşler açmaya devam ediyor, yurtlar yapmaya devam ediyor, kent lokantaları açmaya devam ediyor, emekliye pazar desteği, kentsel dönüşüm desteği vermeye devam ediyor, metro yatırımları yapmaya devam ediyor, kente yeşil alanlar kazandırmaya devam ediyor, çocukların beslenme çantasını doldurmaya devam ediyor, burslar vermeye devam ediyor.
“Bir tarafta makam düşkünleri, bir tarafta direnenler var”
Buradan bütün belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Her biri tüm yargı tacizine, tüm finansman baskısına rağmen tarih yazıyorlar. Baktılar CHP’yi durduramıyorlar. Partimizin kurumsal kimliğine saldırmaya başladılar. Tertemiz kongremize, kurultayımıza yalan ve iftiralarla davalar açtılar. 5 bin polisle il binamıza geldiler. Amaçları ne? CHP’yi kavgalı göstermek, CHP’yi bölmek. Tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi cumhuriyetçileri, demokratkarı bölmek, bir kez daha aradan sıyrılmak, partimizin imajına, itibarına gölge düşürmek. Şunu herkes bilsin. CHP’de iç kavga yoktur. Bir tarafta ceberut iktidara teslim olmuş 3-5 işbirlikçi vardır. Bir tarafta tıpkı bu salonda olduğu gibi partisini savunmak için kenetlenmiş CHP neferleri vardır. Bir tarafta bir avuç oligark vardır. Bir tarafta halk vardır. Bir tarafta rantçılar vardır. Bir tarafta halkçılar vardır. Bir tarafta kayyumlar vardır. Bir tarafta seçilmişler vardır. Bir tarafta makam mevki düşkünleri vardır. Bir tarafta direnenler vardır. Bir tarafta azınlık iktidarı vardır. Bir tarafta milletimiz vardır.
“İktidar yürüyüşümüzü durdurmak istiyorlar”
Nasıl 19 Mart’ta Saraçhane’de gençlerle, kadınlarla, emeklilerle, emekçilerle darbe girişimlerini püskürttüysek hep birlikte kayyumlarını da püskürttük. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ve delegelerimiz kurultayımıza yapılmak istenen darbeyi püskürttü. İstanbul delegelerimizin tamamına yakını 3 gün içinde imzaları toplayarak bu kongreyi topladılar ve kayyum kararını bugün ortadan kaldırdılar. Halkın partisini, baba ocağını savunan herkese yürekten teşekkür ederim. Amaçlarını biliyoruz. Bize bir çerçeve çizmek istiyorlar. CHP, yüzde 20’lerin partisi olsun istiyorlar. İktidar yürüyüşümüzü durdurmak istiyorlar. Biz o çerçeveyi kabul etmedik. Onlar bize ‘kumda oynayın’ dediler, biz okyanuslara açılmayı seçtik. Genel Başkanımız Özgür Özel’le, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’yla bugün biz yüzde 40’ları aşıyoruz, onlar yüzde 20’lere geriliyor. Bütün hınçlarının tek sebebi budur ama şunu unutmasınlar. Zalimin zulmü ne kadar artmışsa gidişi o kadar yaklaşmış demektir. Her gün zulmünü artıranlar şunu çok iyi bilsinler. Bugün Türkiye’nin birinci partisi bir sonraki seçimin iktidar partisidir.
“İstanbul’un gerçek gündemini siyasete taşımaya devam edeceğiz”
Biz yurtta barış dünyada barışıyla dış politikada ülkemizi onurlu bir hâle getireceğiz. Bugünün azınlık iktidarı Amerikan ittifakının peşine düşmüş durumda. Onun küçük ortağı da Çin ittifakını övmeye başlamış durumda. Bizim ittifakımız idam sehpasına tekme atarken yaşasın tam bağımsız Türkiye diyen Deniz Gezmişler, tam bağımsız Türkiye ittifakıdır. Bizi zalimlikleriyle kendi gündemine hapsetmeye çalışanlar şunu da çok iyi bilsinler. Biz hem adalet ve özgürlük mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz hem de güzel ülkemizin sorunlarına çözümler üretmeye devam edeceğiz. Halkçı belediyecilik uygulamalarımızı İstanbul’da yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. İstanbul’un gerçek gündemini siyasete taşımaya devam edeceğiz. Geçinemeyen emeklilerin, emekçilerin, memurların, gençlerin, kadınların, dezavantajlı grupların sesi olmaya devam edeceğiz. Hak mücadelesinde, adalet herkesin yanında olmaya devam edeceğiz. Sadece insanlar için değil; çevre için, doğa için, sokak canlıları için, yaşanılır bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceğiz.
“Korku duvarları aşıldı”
Güzel ülkemizin tüm sorunlarını biz çözeceğiz. Ülkemizin toplumsal barışını biz sağlayacağız. Bu topraklara refahı, demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü bir kez daha biz getireceğiz. Bunun için genel merkezimizin parti programımızı bir sonraki hükümet programımızı hazırlamaya devam ediyor ve emin adımlarla iktidara yürüyoruz. Mücadelemiz, bu toprakların ikinci kurtuluş mücadelesidir. Biliyorum, şafak yaklaştıkça heyecanımız artıyor. Biliyorum, sabırsızsınız. Bir an önce gün doğsun, devran dönsün istiyoruz. Biliyorum, bir güvercin tedirginliği de var içinizde. İstedikleri kadar korku ve dehşet propagandasını sürdürsünler. Biz korkuyu yendik. Korku duvarları aşıldı. O duvarları Saraçhane’de gençler aştı, kadınlar aştı. O duvarları ‘12 metrekarede, sarayda yaşayanlardan özgürüm’ diyen Ekrem İmamoğlu aştı. O duvarları, Türkiye’nin dört bir yanında adalet ve demokrasi mücadelesi veren Genel Başkanımız Özgür Özel aştı. Ne arkadaşlarımızı hapsettiğiniz demir parmaklıklar bizi durdurabilir ne siyasallaştırdığınız yargınız bizi durdurabilir ne il binamızın, belediyelerimizin önünde ördüğünüz demir bariyerleriniz bizi durdurabilir. Mücadelemiz, 86 milyon kişiye ekmeğin hakça bölüşülmesi mücadelesidir. Mücadelemiz, bu toprakların çocuklarını eşitleme mücadelesidir. Mücadelemiz adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesidir. Biz bu mücadeleyi kazanacağız. Hak kazanacak, halk kazanacak.”