AKP iktidara gelmeden önce de doğa olaylarının afetlere dönüşmesini yaşıyorduk ancak bir farkla, şimdi neredeyse her doğa olayı bir afete dönüşüyor. Bunun en temel gerekçesi doğa ile uyumlu yaşama yerine, rant uğruna doğanın talan edilmesidir.
AKP iktidara ilk geldiği günlerde Koç Üniversitesinin orman içinde yapılması nedeniyle önceki yönetimleri eleştirmişti. 3'üncü Boğaz Köprüsü için cinayet demişti. Betonlaşmaya karşı çıkmıştı. Mübarekler sanki ödünsüz çevrecilerdi. Muazzam AB yanlısı ve demokrattılar. Sanki hukuku katledenler bunlar değilmiş gibi...ancak devleti ele geçirdikten sonra, totaliter, talancı, doğanın dengesini bozan AKP'ye dönüşüvermişlerdi.
İstanbul hiçbir dönem, bunların dönemi kadar betonlaştırılmamıştı. Kent meydanları dahil, yeşil alanlar, ormanlar, deprem toplanma alanları hiçbir dönem, bunların dönemleri kadar tahrip edilmemişti. Rezidans ve AVM saldırısına hiçbir dönem, bu kadar uğratılmamıştı. Kentin silueti hiçbir dönem, bu kadar bozulmamıştı. Hele hele 16/9 rezidanslarını yaptırıp, "ben bu binaları yapanlara küsüm" diyerek talancılar hiçbir dönem bu kadar aleni korumamıştı.
Hiçbir kimse, "İstanbul'da 7.5 milyon adet bağımsız yapının, 1.5 milyonu riskli yapı, 600 bin adet yapının derhal yıkılması gerekir" diyip, 25 yıllık yerel, 22 yıllık genel iktidarlarına rağmen 5 yıllık İBB yönetimini suçlayıp, gerçek olmayan ifadelerine, gerçek belediyecilik deme cesareti gösterememişti. Bırakın gerçek belediyecilik demeyi bulundugu makamlardaki icraatlarıyla İstanbul'u yaşanır olmaktan çıkarıp, İstanbul'a aday olma cürretini gösterememişti. 22 yıldır genelde, 25 yıl istanbul'da iktidar olup depreme karşı bir tek önlem almadan, son 6 Şubat K.Maraş depremlerinde yüzbinlerce binanın hasar görmesine veya yıkılmssına, 53 bin insanımızın ölümüne sebep olmalarına rağmen, dirençli kentleri biz yapacağız dememişti.
Uyan be....insanlık! Bu nasıl illüzyondur? 25 yıl uykuda kaldın. Bozuyorlar, yıkıyorlar, talan ediyorlar, kenti yaşanmaz hale getiriyorlar, ormanları yok ediyorlar, ekonomiyi batırıyorlar dönüyorlar sanki kenti veya Türkiye'yi bu hale getiren kendileri değilmiş gibi, muhalefeti suçlayarak çözümü kendilerinin getireceğini söylüyorlar ve tekrar, tekrar iktidar oluyorlar. Bunu içinize sindiriyor musunuz ey halkım?
Ormanları yok ederek, demir yolu ulaşımı yerine, lastik tekerlekli ulaşım sistemini tercih edenler dolayısıyla egzoz gazını çoğaltıp sera gazlarına sebep olanlar, bunun sonucu olarak küresel ısınmaya, kuraklıklara, heyelanlara, sellere yol açanlar, neredeyse her kentimize maden ruhsatı ve siyanürle altın çıkarma izni vererek ülkemizi zehirleyenler, İliç'i ceheneme çevirip, 9 yurttaşımızın ölümüne sebep olanlar, bir tek kreş yapmadan, bir tek yurt yapmadan kadın dostu, öğrenci dostu olduklarını söyleyenler, bugün dirençli, sürdürülebilir, yeşil kentlerden bahsedebilir mi? Çok açıktır ki, bahsedemez. Eğer bu illüzyonistlere iktidarı tekrar teslim edersek, sakın ağzımızı açmayalım, kimseyi suçlamayalım. Suç bizimdir sevgili dostlarım bizim. Daha çokta yanlışları nedeniyle bizi iktidara taşıyamayanlarındır.
DURSUN BULUT
İhbar Hattı
0850 302 71 73
