Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), 28 Mayıs seçim gecesinde, Gümüşhane-Trabzon şehirler arasında yolcu taşıyan Can Dersim Tunceliler otobüsüne yapılan saldırıya tepki gösterdi. Dernek yöneticisi Ali Rıza Bilir, “Bölgeye ait bir kooperatif aracı minibüs, firmamızın otobüsünü takip edip bir süre sonra durdurmuştur. Kooperatif aracının üzerinde MHP bayraklarının asılı olduğunu ve bu araçtan inen kişilerin aracı yakacaklarını ve araçta bulunan kişilerin inmesini istemişledir. Olay yerine polisler gelmiş ancak yolu kesen saldırganların kimlik tespitini yapmamış ve herhangi bir işlem uygulamamışlardır” dedi.
DEDEF yöneticileri, 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanı seçimi gecesinde, Gümüşhane-Trabzon şehirler arası yolcu taşıyan Can Dersim Tunceliler otobüsünün durdurulduğu ve yolcuların yakılmakla tehdit edildiği iddiasına karşı bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan dernek yöneticisi Ali Rıza Bilir, şunları söyledi:
“SEÇİM SONUCUNDA TOPLUM ADETA İKİYE BÖLÜNDÜ: 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu tamamlandıktan hemen sonra seçim kutlamaları adı altında yapılan gösteriler, nefret gösterisine dönüştü. Bu gösteriler sırasında havaya açılan ateş sonucunda 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Gösteriler, kutlama havasından çıkıp, kendi düşüncesinden olmayanlara yöneldi. Uzun süredir ülke siyasetinin gittikçe dozajı artan nefret ve kutuplaştırıcı söylemleri toplumu iyice gerdi. Seçim sonucunda toplum adeta ikiye bölündü. Bu dil ve politikanın sonucunda ise mevcut iktidardan olmayan herkes hedef hâline geldi. Bunun başında Osmanlı’dan ve 100 yıllık Cumhuriyet'in hedefi olan biz Kızılbaş-Kürt olan Dersimliler oldu. Seçim gecesi, memleketimizin otobüs firması Can Dersim Tunceliler’in Samsun seferini gerçekleştiren otobüsü Gümüşhane yolunda saldırıya uğradı.
ARACIN ÜZERİNDE MHP BAYRAKLARI VARDI: Bölgeye ait bir kooperatif aracı minibüs firmamızın otobüsünü takip edip bir süre sonra durdurmuştur. Kooperatif aracının üzerinde MHP bayraklarının asılı olduğunu ve bu araçtan inen kişilerin aracı yakacaklarını ve araçta bulunan kişilerin inmesini istemişledir. Bunun üzerine saldırganlara araçta bulunan Karadeniz bölgesinden iki kadın tepki göstermiştir. Daha sonra olay yerine polisler gelmiş ancak yolu kesen saldırganların kimlik tespitini yapmamış ve herhangi bir işlem uygulamamışlardır. Polisin görevi, toplumun huzurunu ve kamu düzenini sağlayıp insanların can güvenliğini korumaktır ancak her zamanki gibi korunması gereken can bizlerin canı olunca 100 yıllardır süren, yok eden, soykırıma uğratan anlayış yine iş başında oluyor. Polislere can güvenliği sağlanmazsa aracın hareket ettirilmeyeceğinin söylenmesi üzerine polis bir süre otobüsü takip etmiştir.
BİZLER DE EN AZ DİĞER HERKES GİBİ BU ÜLKENİN BİRER FERDİYİZ: Benzer bir durum Trabzon’da da yaşanmıştır ve bu kez polis olayı engellemiş ancak saldırganların kimlik tespitini yapmayıp olayı engellemek ile yetinmiştir. Daha seçimlerin sonuçlandığı ilk gün böylesi olayların olması gelecek günlerin nelere gebe olduğunu bize açıkça anlatıyor. Bizler için bu tarz saldırganlıklar ne ilk ne de sondur. Bizler bu saldırganlıklara daha önce de yaşamış halkız. Öncelikle devlete ve onun temsilcisi mevcut hükümet ile ortaklarına sesleniyoruz. Toplumu daha fazla kutuplaştırıp birbirlerine düşman hâle getirmeyin. Bu dil ve politikadan vazgeçin. Bizler de en az diğer herkes gibi bu ülkenin birer ferdiyiz. Tek bir kişi kalana kadar da buradayız. Bizler, devraldığımız gelenek ile baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz. Bizler halkların ve inançların bir arada hoşgörü ile yaşamasını savunmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan başta Dersimliler olmak üzere sınırsız, sınıfsız ve cinsiyetsiz bir dünyanın özlemini kuranlar, mücadeleden, haktan yana olan herkese çağrımız safları sıklaştırmak ve örgütlenmektir. Gücümüz, birliğimizden ve örgütlülüğümüzden gelir. Bu yüzden Hacı Bektaş- ı Veli’nin sözüne kulak verelim, ‘Bir olalım, diri olalım, iri olalım’.”